Es gibt eine Nachricht von Dilruba, die wegen ihrer Worte in einem Straßeninterview verhaftet wurde: Sie haben mich stärker gemacht, indem sie mich hierher gebracht haben. Ich wollte nicht beleidigen, aber ich habe meine Meinung geäußert. Auch nach meiner Abreise werde ich meine Ideen weiterhin verteidigen, denn Atatürk ist mein Führer.

Taşşaktan yürüyemiyor kraliçe

KRALİÇEM

Bas nikahı

Görüşlerinin büyük kısmı ifade özgürlüğü altında değerlendirilmeliydi ancak Gazi Mustafa Kemal Atatürk bizlere ne zaman başkalarına “gerizekalı” demeyi öğütledi?

Clickbait medya, popülist seçmen… Haberi servis ederken bile manipülatif şekilde suç isnat edilmeyen kısımdan gözaltına alındı diye servis etti medya. Neden? Çünkü halkımız genel olarak “medya”da gördüklerini sorgulamıyor, işine geldiği şekilde yorumlayıp geçiyor.

Bakın arkadaşlar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk bizlere pek çok şey öğütledi. Hatırlayınız, önüne serilen Yunan bayrağını tıpkı Yunan Kralının Türk bayrağını çiğnediği gibi çiğnemek yerine “**O, geçmişse hata etmiş. Bir milletin istiklalinin timsali olan bayrak çiğnenmez! Ben onun hatasını tekrar edemem.**” demiştir.

Siyasi sistemimiz, seçim sistemimiz ve yasaların nasıl oluşturulduğu belli. Bu sistem içinde hakkımızı aramak için doğru adımları atmak yerine ona buna “gerizekalı” diyerek hiçbir yere varamayız. Ancak bazı yorumlarda görüleceği gibi “yok bilmemneden yürüyemiyor”, “beton yetmez”, “kraliçe” diye diye birbirimiz gazlar dururuz. Ee, sonuç? Sonuç değişti mi?

Değişim mi istiyorsunuz? Değişim için gerekeni yapın, hakaret etmek yerine daha iyisini yapın, yapacağınıza ikna edin, seçimlerle yönetime gelin, yetkiyi elinize alın, adil ortamı yaratın.

Memlekette hükumetin istemediği şeyleri konuşmak dışında hiç bir şeyin cezası yok.